Belki sende haklısın metrobüste yanına bir gün bir katil oturabilir. Bir
doktorda oturabilir.
Birisi öldürürken bir diğeri hayat kurtarabilir.
Mesele insanlara güvenmek değildir.
Elbette ki tanımadığımız onlarca
insanla muhattap olmak zorunda değiliz.
Yorgunuz, bıkkınız, belki
tükendik, belki biryerlere yetişmeliyiz, belki havamızda değiliz.
Bir
zorunluluğumuz yok. Lakin umursamaz olmak gibi bir lüksümüz de olmamalı.
İnsanları sevmesenizde saygı duymalısınız.
Nasıl ki ben yolculuk
sırasında kulağımın dibinde sakız çiğneyen uyuz herife saygı duyuyorsam.
Sizde insanlara saygı duymalısınız. İnsanlık ufak şeylerle başlar.
Tükenmemeliyiz. Yok olmamalıyız. Örnek verebilirim bir on sene öncesine
kadar komşuluk vardı. Şimdilerde komşuluk öldü lakin insanlık ölmemeli.
Bugünlerde çevrenizde bulan insanlara baktığınızda kitap okuyanlardan
çok internette takılan , durmadan mesajlaşan , tv karşısında vakit
öldüren, boş muhabbetleri olan ,boş vakit öldüren tipleri görürsünüz.
Zamanı değerlendiren insanlar yok.
Hep yeterli bir bahanemiz vardır, yalnızca
kendimize ayıracak zamanımız yoktur.
Çoğusunun gözü paraya bürünmüştür
hep daha fazlasını ister. Aşka bürünmüştür hep daha fazlasını ister.
Kaç
yaşındasın bilmiyorum , şu yaşına nasıl geldiğini hatırlamazsın eminim.
Ömür bu kadar çabuk geçerken senin yanındaki o maddiyat azalıcaktır.
Veya faydası olmayacaktır.
İstemeyeceksindir zaten. Tek ihtiyaç duyduğun
maneviyat olacaktır ki onun temeli öncesinden atılmalıdır. Hırsla
kazandığın o para sana maneviyat veremez.
Hırsla kazandığın o ünvan seni
saygın bir insan yapmaz.
Saygınlığınızı yitirmeyin. Sevin. Sevilin. İyi
dilekler dileyin. Mutlu olmaktan çok karşılık beklemeden mutlu edin.
Mutluluk sizi ozaman bulacaktır. Bir metrobüs yolculuğunda başlarsınız
belki temelinizi atmaya. Sadece basit düşünün.