21 Eylül 2013 Cumartesi

Aklıma Esti, Yine Topatlayamadım...

Belki sende haklısın metrobüste yanına bir gün bir katil oturabilir. Bir doktorda oturabilir.
 Birisi öldürürken bir diğeri hayat kurtarabilir. Mesele insanlara güvenmek değildir.
 Elbette ki tanımadığımız onlarca insanla muhattap olmak zorunda değiliz.
Yorgunuz, bıkkınız, belki tükendik, belki biryerlere yetişmeliyiz, belki havamızda değiliz.
 Bir zorunluluğumuz yok. Lakin umursamaz olmak gibi bir lüksümüz de olmamalı.
 İnsanları sevmesenizde saygı duymalısınız.
 Nasıl ki ben yolculuk sırasında kulağımın dibinde sakız çiğneyen uyuz herife saygı duyuyorsam. Sizde insanlara saygı duymalısınız. İnsanlık ufak şeylerle başlar. Tükenmemeliyiz. Yok olmamalıyız. Örnek verebilirim bir on sene öncesine kadar komşuluk vardı. Şimdilerde komşuluk öldü lakin insanlık ölmemeli.
 Bugünlerde çevrenizde bulan insanlara baktığınızda kitap okuyanlardan çok internette takılan , durmadan mesajlaşan , tv karşısında vakit öldüren, boş muhabbetleri olan ,boş vakit öldüren tipleri görürsünüz. Zamanı değerlendiren insanlar yok.
 Hep  yeterli bir bahanemiz vardır, yalnızca kendimize ayıracak zamanımız yoktur.
Çoğusunun gözü paraya bürünmüştür hep daha fazlasını ister. Aşka bürünmüştür hep daha fazlasını ister.
 Kaç yaşındasın bilmiyorum , şu yaşına nasıl geldiğini hatırlamazsın eminim. Ömür bu kadar çabuk geçerken senin yanındaki o maddiyat azalıcaktır. Veya faydası olmayacaktır.
İstemeyeceksindir zaten. Tek ihtiyaç duyduğun maneviyat olacaktır ki onun temeli öncesinden atılmalıdır. Hırsla kazandığın o para sana maneviyat veremez.
Hırsla kazandığın o ünvan seni saygın bir insan yapmaz.
 Saygınlığınızı yitirmeyin. Sevin. Sevilin. İyi dilekler dileyin. Mutlu olmaktan çok karşılık beklemeden mutlu edin. Mutluluk sizi ozaman bulacaktır. Bir metrobüs yolculuğunda başlarsınız belki temelinizi atmaya. Sadece basit düşünün.